27 Eylül 2025 Cumartesi

Seyrimde Bir Şehre Vardım

 

Kara Davut Paşa Camii

Öğle vaktiydi, ben çıkmak üzereydim, o usulca yanıma geldi. Efendilikle minberin yanına kıvrıldı. Hareketlerindeki edep ve vakar dikkatimi çekti. Hemen dikkatimi çeker böyle şeyler çünkü. Arka tarafa geçip fotoğrafını çekmek için uygun zamanı kollamaya başladım. Bulunca da çektim. 

Üzerinde Afgan kıyafeti "perahan tunban (gömlek pantolon)" olsa da, ben simasından onun Afgan Türkmeni olduğunu düşündüm. Dışarıdaki tüm o kargaşaya, karmaşaya rağmen, temiz kalabilmiş biri olarak yorumladım. İçim açıldı. Becerebilsem, daha da anlatabilmek isterdim. Ama beceremeyeceğim. Belki birazcık "perehan (pîrâhen) - gömlek" ten bahsedebiriz:

Hafız- Şirazi:

Pîrâhen-i yâr buvud bûy-i vefâ dârad z’ûy. 
Hergiz în bûy-i dil-ārām ne-dîdem cüz în.

(Sevgilinin gömleğidir (Pîrâhen), ondan vefa kokusu gelmektedir. Bu gönül rahatlatan kokuyu, hiçbir zaman, bu gömlekten başka bir yerde görmedim.)

Mevlana :

Pîrâhen-i ten çû dered cân be-ferestend. 
Her ki în pîrâhen derd, ān zi gâm āsân şevend.

(Bedenin gömleği (Pîrâhen) yırtılınca, can (ruh) uçar gider. Her kim bu gömleği çıkarırsa (ölürse), o, gamdan kurtulur, rahatlar)

Fuzuli :

Pîrâhen-i sâlik hârî-i mestî-st, ey cân! 
Ney bâşed zi ârî dered, pîrâhen-i gâm ra. 

(Ey can! Yolcunun (sâlikin) gömleği, sarhoşluğun (aşkın) yırtığıdır. Gönül, ayıplardan utanmaz; gamın gömleğini yırtıp parçalar.)


Gülfem Hatun Camii Çeşmesi ve Çeşmeye Yakışır Gülü
"güldür gül" gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder